• Online Randevu
  • 0532 135 22 78
  • 0546 868 78 78
  • [email protected]
  • EnglishTurkish

Menopoz Tedavisi

Menopoz Tedavisi

Vücuttaki östrojen hormonu salgılanmasının durması ve yumurtalıklardaki folliküllerin tamamen tükenmesi sonucu 12 ardışık ay boyunca adet görmeme durumuna menopoz denir.

Türkiye’de ortalama menopoz yaşı 47-48’dir. Batı ülkelerinde bu yaş 51’dir. Menopoza girmek 45-55 yaş aralığında değişebilir. Menopoza girme yaşını en çok etkileyen genetik faktördür bunun yanı sıra doğum sayısı, sigara kullanımı, geçirilen ameliyatlar, kemoterapi, radyoterapi, kötü beslenme, ırk da menopoz yaşını etkileyen faktörlerdir. 40-45 yaşlar arasında menopoza girmek erken menopoz olarak tanımlanırken 40 yaşından daha önce menopoza girenler prematür ovaryen yetmezlik olarak tanımlanır.

Menopoz üç döneme ayrılır; perimenopoz, menopoz, postmenopoz.

  1. Perimenopoz: Menopoz öncesi düzensiz adetlerin görüldüğü dönemdir. Yumurtlama devam ediyordur. Bu süreçte kişi düşük ihtimalle de olsa gebe kalabilir. Bu dönemde kadınlar çocuk istemiyorlarsa korunmasız ilişkiden kaçınmalıdır.
  2. Menopoz: Son adetten sonra 12 ay geçmiştir. Doğurganlık son bulmuştur yani artık korunmasız ilişki tehlikeli değildir.
  3. Postmenopoz: Menopoz sonrası dönemdir. Menopoz belirtileri azalmıştır fakat menopozun uzun dönem sonuçları için (kemik erimesi, kalp hastalıkları gibi) doktor kontrolünde olmanız gerekir.

Menopoz belirtileri nelerdir?

  • Adet düzensizlikleri
  • Ateş basmaları
  • Yüzde kızarma
  • Aşırı terleme
  • Ruh halinde değişiklikler(gerginlik, sinirlilik)
  • Unutkanlık
  • Geceleri uyuyamama
  • Cinsel istekte azalma
  • Kolay kilo alma
  • Hazımsızlık, şişkinlik hissi

Bu belirtiler premenopoz döneminde başlar ve menopozda devam eder. Bunlara uzun süreli östrojen hormon eksikliğine bağlı kollajen miktarında azalma, ciltte kuruluk, saç dökülmesi ve kıllarda azalma gibi şikayetler eklenir. Ayrıca vajina dokusunda kuruluk, ilişkide zorlanma ve idrarla ilgili şikayetlerde de artış görülebilir.

Menopozun uzun dönem sonuçlarından osteoporoz (kemik erimesi) ve kalp damar hastalıkları açısından taramalar yapılmalıdır.

Menopoz

Menopoz tanısı nasıl koyulur?

Adetlerde düzensizlikler, sıcak basması gibi şikayetler oluşan bir kadından adetin üçüncü günü alınan kanda FSH, LH, PROLAKTİN, TSH, ESTRADİOL gibi hormonlar incelenir. Menopoza giren kadınlarda FSH yükselmesi, estradiol değerinin ise düşmesi beklenir. Ayrıca yapılan ultrason folliküllerin olmadığı görülür. Menopoz geçiş döneminde de bu bulgular olabileceğinden son adet tarihinden itibaren bir yıl boyunca adet görmeme olarak tanımlanır menopoz.

Menopoza girerken gebe kalınabilir mi?

Kadın kaç yaşında olursa olsun adet gördüğü sürece düzenli olmasa da yumurtlama ihtimali olduğundan gebe kalabilir. Bu da menopoza tam olarak girene kadar (son adetinizin üzerinden en az bir yıl geçene kadar) perimenopoz denilen dönemde de korunmanız gerektiğini gösteriyor.

Menopoz tedavisi nasıl yapılır ve hangi hastalarda tedavi gerekir?

Menopoz zamanında gerçekleştiğinde doğal bir süreç olduğundan tedavi edilmesi gerekmez. Ama menopoz belirtileri kadının hayat kalitesini düşürüyorsa, şikayeti olmasa bile 45 yaşından önce menopoza girmişse bu kişilere yönelik hormon tedavisi yapılabilir. Hormon tedavisinde menopozla birlikte azalan östrojen ve progesteron hormonları yerine koyulur ve bu tedavi hastanın sıcak basmaları, vajinal kuruluk şikayetlerini azaltırken, osteoporoz ve kalp damar hastalıklarının önlenmesinde de etkilidir. Tedaviye mümkün olan en düşük dozla başlanır.

Menopoz tedavisinin sakıncaları nelerdir?

Hormon tedavisinin etkilerine bakacak olursak kısa vadeli ve uzun vadeli etkiler olarak sınıflayabiliriz.

Kısa vadeli etkileri; vajinal kanama, bulantı, sıvı birikimi(ödem), memelerde şişkinlik, vajinal akıntıda artış görülebilir. Birçok kadının ortak korkusu hormon tedavisinin kilo artışına sebep olmasıdır. Ancak yapılan araştırmalarda hormon tedavisinin kilo artışına sebep olmadığı bulunmuştur. Menopozda metobolizmanın yavaşlaması ve kilo almaya elverişli olmasından dolayı beslenme düzeni ve egzersiz bu noktada önem taşımaktadır.

Uzun vadede hormon tedavisinin kadınlarda meme kanseri ve rahim kanseri riskini arttırdığına dair endişeler vardır. Tek başına östrojen hormonu rahim kanseri (endometrium kanseri) riskini arttırır bunu engellemek için progesteron hormonu da tedaviye eklenmiş ve risk dramatik olarak düşmüştür. Meme kanseri için ise 10 yıldan fazla tedavi görenlerde riskin arttığına yönelik araştırmalar mevcuttur. Kesin kanıtlar olmasa da tek başına östrojen tedavisi alanlar kombine (östrojen+ progesteron ) tedavi alanlara göre meme kanseri açısından daha düşük risklidir. Burada meme kanseri riskini tedavinin süresi, genetik, memenin yoğunluğu gibi faktörler de etkilemektedir.

Meme kanseri (östrojen reseptör pozitif) hastalarında ve tedavi görmüş rahim kanseri hastalarında menopoz şikayetlerini gidermek için hormon tedavisi önerilmemektedir.

Menopozda bitkisel tedavinin faydası var mı?

Menopoza dair şikayetleri azaltmak için yapılan tedavilerde bitkisel kaynaklı fitoöstrojenler, hormon tedavisi alamayan hasta grubuna alternatif olmaktadır. Ancak fitoöstrojenlerin metabolizmaları ve yararlı etkileri için gerekli optimal ve toksik dozlar ile ilgili bilinenler yetersiz olduğundan kullanırken dikkatli olmalısınız. Bu fitoöstrojenler bakımından zengin gıdalar arasında en başta soya yer almaktadır. Keten tohumu, mercimek, kuru fasulye, nohut gibi baklagiller de menopoz beslenmesinde içerdiği fitoöstrojen bakımından önemlidir. Bunlar dışında hayıt otu, karayılan otu, civanperçemi, adaçayı, meyan kökü, çin melek otu, şerbetçi otu, kızıl yonca, siyah yılankökü (black cohosh) içeren bitkisel takviyeler de menopoza bağlı şikayetleri azaltmak için kullanılmaktadır.